Merhaba,
Açıldık? . İlgi de yoğun, oturup yiyenden çok, geçerken alanlar, ‘bu tarafa gelmişken sizden yiyelim’, ‘misafir gelecek acil kek’ oldu bu hafta! Yine bu hafta Fransız yayarlanıcılarımızın ısrarıyla, Pot au feu ve Tian Provençal yaptık. Çok da başarılı oldu yemekler. Tian Provençal’i menüye de koyduk. Pot au Feu çalışırken, çok kaynak taradık tabii. Fransızlar için en eski çorba, modern zamanlarda bizim el oyalayan geleneksel yemeklerimiz gibi evlerde yapılmıyor. Yapımı bizim mera etleriyle 6 saat sürdü? Haftaya menüde olur. Bu araştırmalar sırasında bildiğim ama hatırlayınca yaptığımız işi bir kere daha sevdiğim bir bilgiye denk geldim. Restoran sözcüğü Fransızca’dan geçmiş dilimize ve yenilemek”, “onarmak” anlamlarına gelen restaurer kökünden gelmektedir. Sevan Nişanyan’a göre: Sözcük, 1765’te Paris‘te M. Boulanger lokantasında cama asılan bir reklam cümlesinden alay yollu ortaya çıkmış. Ama ben ciddiye aldım? . Yapmak istediğim tam da buydu, insanın bedenine ve ruhuna iyi gelen yemekler yapmak. Sözcüğün kökü benim hedefim isteğimdi yani. İyi de yapmışım diyorum, gelen yararlanıcılarımızın geri dönüşleriyle. Bu hafta biraz kısa kesicem. Yarın Sabah Narköy yolunda olucaz, yediğimiz içtiğimiz dahil gördüklerimizi paylaşırız?
Önlemler tam, heyecan dozunda, keyifler zirve olsun kavuşma günlerimizde
Ağzımızın tadının yerinde olduğu, sağlıklı bir hafta dilerim?