İlham ters köşeden vurdu! Tam vurdu!
Bir zamandır yazamıyordum, hem iş yoğunluğu hem de bir isteksizlik sarmıştı yazma konusunda… mektuplarıma yanıt alamadığımdan olabilir mi:)?
Geçen hafta sinir basmıştı beni, Instagramdan fila ilan ettim mektup yazıcam diye?
Sahne 1:İki ay kadar önce ailecek düzenli olarak bizden beslenen bir yaralanıcımız, yakınlarda bir cafe açıldı, mutlaka deneyin, bence sizin kafada insanlar, bütün unlu mamuller çok lezzetli dedi, heyecanla. Ben de heyecanlandım, her yer kaliteli üretim yapsın diliyorum ya… 2-3 kere denedim, bi türlü yolumu düşüremedim, bi kere düşürdüm, yeri bulamadım, daha doğrusu arabayla sokağa giremedim. Sonra da tavsadı tabii.
Sahne 2: Geçen hafta içinde, bizden her hafta en az iki kere büyük çilekli tart alan bir yabancı yararlanıcım, biraz çekinerek ‘isim vermeyeceğim ama bir fotoğraf göstereceğim, senden tart alan bir başka yabancı yolladı bana fotoğrafı’ dedi. Eyvah dedim içimden, bi yanlışımız olmamıştır inşallah. Fotoğraf bizim çilekli tart değil, sahne 1’de bahsedilen yerin üretimi imiş ve adını bilmediğim yabancı yararlanıcımız yorum olarak, Hayat’ın koyduğundan daha çok çilek var üstünde yazmış. Bana fotoğrafı gösteren kişi, ‘çok utandım’ gibi bişeyler söyledi. (Evet bi ara çilekle kaplamıyorduk, çünkü kreması öne çıksın istiyorduk, sonra talep edildi, kaplamaya başladık.) ‘Ne güzel, ben de gitmeyi düşünüyordum zaten, iyi oldu söylediğin, bu akşam gideyim’ dedim. Ama olayı anlamamıştım. Tüm gün beynimden gitmedi bu konuşma Bi gariplik vardı. Önce bana bunu söyleyen yararlanıcım niye utanmıştı, kafama takıldı, yarın sorayım dedim… Ama gariplik bunda değildi. Çilek miktarı bizim tartta en son bakılacak şeydi bana göre… bi kere siyez unla yapılıyor, sonra tereyağ kullanılıyor, margarin ya da pastacı tereyağı değil, kremasında hiç yağ yok ve çilekleri jöle ile kaplamıyoruz. Bunlar harika özellikler bana göre. Bunlar dururken neden çilek miktarı konuşulsun ki? Gerçekten anlayamadım.
Akşam Alaz, kızım, ile bir yerde bi şeyler yiyelim diye konuşmuştuk. Çünkü bazen kendi pişirdiğimizin dışında bi şey yemek isteyebiliyoruz? . Ben bu yeri önerdim, içimde de bir umut, çilek miktarına kadar geldiyse konu, demek ki çok güzel her şey, daha önce de söylenmişti bana… harika şeyler yiyeceğiz ve işini iyi yapan insanlarla tanışacağız diye seviniyorum. Neyse bir ekler ve bir çilekli tart istedik, 2 de kahve. Ben eklerden bir parça aldım, içi krema dolu, bence fazla dolu, ama dedim… olsun… demek ki çok güzel… ağzıma aldım lokmayı ve çiğnediğimde, ne yapacağımı bilemedim, yutmaya mecbur kaldım… bütün ağzım nebati yağa bulandı. Sanki yediğim kremanın yüzde 60 ı margarin gibi. Alaz da tattı… aynı yorum. Ki o kimyasal analiz makinası gibi bir damağa sahip. Yediği her şeyin içindekileri takır takır sayabiliyor. Neyse, sahibiyle tanışma arzum söndü birden. Kahveyle ağzımı temizleyip, bir lokma da çilekli tarttan aldım… aaa… aynı krema… şaka gibi… bir çeşit krema yapıp, her ürüne onu koymuşlar… tart’ın hamur kısmı fena değildi ama tereyağla yapılmamıştı. Çilekler de dilimlenip üstü jölelenmişti. Jöle kaç gün çileklerin bozulmamasın sağlıyor bilmiyorum. Çünkü her iki ürün de taze değildi. Ama çilekler cam gibi duruyordu.
Kendi kendime karar almıştım, kimsenin ne yaptığı beni ilgilendirmez, herkes istediğini yapsın, isteyen de istediğini yesin… ben kendi işimi düzgün yapayım, günü gelen anlar, kendisi için ne iyi ne kötü… demiştim. Sadece bilgilendirmek amaçlı yazıp, konuşacaktım. Ama o gün orada, büyük beklentilerle gidip, hayatımda yediğim en kötü pastane ürünlerinden birine denk gelmek, bütün akşam mide bulantısı çekmek beni çok kızdırdı, insana hakaret bu yapılan.
Ertesi gün, sahne 1 deki yararlanıcıma, bana küçük bir kalp damarı borçlusunuz diye takıldım ve yorumlarımı söyledim? O aldırmaz böyle şeylere, arada bi margarin yiyelim dedi, tabii yiyin canınız ne çekiyosa, ama bana sorduğunuzda, yorumumu yaparım dedim… gülüştük..
Yabancı yaralanıcım da siparişini almaya geldi o gün, ona da aklıma takılan soruyu sordum, neden utandığını söyledin dün? İnsanların karşılaştırılamaz şeyleri karşılaştırmasından diye yanıtladı. Ona da anlattım dün yaşadıklarımı. Meğer aylar önce gitmiş oraya ve benimle aynı düşüncede imiş.
Bu pilav çok su kaldırır da, gerisini size bırakayım. İyi yer bulursanız da haber verin, gidelim beraber?
Bütün bunların üstüne bizim çilekli tartın fiyatı birazcık daha ucuz. Fiyat yazarsam, dedektiflik yapıp yeri bulanlar olacaktır? Kullandığımız unun kilosu 22 TL, markette un 4-5 lira galiba bilmiyorum, tereyağı kullanıyoruz ve fiyatımız daha uygun. Sizce iş mi bilmiyoruz?
Ağzımızın tadının yerinde olduğu, sağlıklı bir hafta dilerim?